29 Aralık 2023 Cuma

Galat-ı Meşhurlar-III

Hisseyle evlenmeyelim. Borsada 600 tane hisse var, hepsiyle gezelim.

Borsada oynamak ifadesiyle aynı dili paylaşan ve bir o kadar yanlış ve tehlikeli bir söylem.

Daha önce de söylediğim gibi borsada aldığınız hisseden çok satmadığınız hisseden ciddi birikimler elde edersiniz.Piyasa hareketleri öngörülemez.Bunu daha önceki blog yazılarımda detaylı anlatmıştım.İyi bir şirket seçimi ise çok profesyonel bir bilgi ve takiple yatırımcı için bir nebze teorik olarak mümkün.Bu şekilde bir analiz yapılınca da  Borsa İstanbul’da önemli sayıda hisse zaten yatırımcı radarı dışında  kalır. Hakim ortağın yönetimde olmayan diğer küçük hissedarlara ne kadar etik olup olmadığı başta olmak üzere kurumsal yönetim kalitesi filtresi konduğu zaman tahminimce makul yatırım dünyası halka açık hisse sayısının üçte birin altına bile düşebilir.

Bu makul yatırım dünyası içinde  kalıcı bir rekabet avantajı sayesinde sermaye ya da kredi yoluyla işletme bünyesine aldığı kaynakları yüksek getiri oranına dönüştüren az sayıda olan şirketlerle bu özellikleri devam ettiği sürece evlenilebilir.Bu mutlu da bir evlilik olur.Lynch’in dediği gibi eğer doğru bir insanla evlenmişseniz zaten boşanmak istemezsiniz.Ama zaten baştan yanlış bir insanla evliyseniz sizi boşanma hakkı da kurtarmaz.

İyi bir hisse yatırımı sıkıcıdır.Ekrana bile bakılmaz.Borsa ve aracı kurumlar hareketi sevebilirler ama hisse yatırımcılığı hareketsizliği sever.

Stop ve Loss Meselesi

Eğer kaldıraçlı işlem yapıyorsanız veya al-sat yatırımcısıysanız stop-loss hayati olabilir.Ama yok eğer uzun vadeli al-ve-tut hisse yatırımcısı iseniz ya da karşılaştırma kriteri hisse piyasası endeksi olan bir hisse fonu yöneticisi iseniz stop-loss yapmak yani kol kesmek fonun ya da hisse portföyün performansı için kötü sonuçlanabilir.Bunu karıştırmamak lazım.Al-sat tarzı bir yatırım yapılıyor ya da 10 kaldıraçla foreks piyasasında işlem yapılıyorsa masada kalabilmek için kol kesmek zorunda kalınabilir.Ama bir hisse senedinin fiyatının  beklentilerin altına gelmesi ya da alınan fiyatın çok altına düşmesi  şirketin temellerinde bir değişiklik olmadığı sürece al-ve-tut  yatırımcısı için önemli olmaz. Bu yüzden de zaten al-ve-tut tarzı değer yatırımcılığında stop loss diye birşey bence söz konusu olmaz.Bir şirket hissesinin fiyatı beklenmedik yerlere de gelebilir.Piyasa iç dinamikleri gereği bazen yüksek saçmalama potansiyeline sahiptir.Uzun vadeli al-ve-tut yatırımcısı için önemli olan şirketin değeridir.Piyasadaki fiyatı değil...

Kağıt yavrulayacakmış ya da bedelsiz potansiyeli yüksek hisseler

Piyasada hiç anlamadığım bir şekilde önem atfedilen bir konudur bu da.Günlük hareket eden yatırımcının hadi gereksiz bir şekilde bedelsiz mevzu radarına giriyor.Ama kelli felli araştırma kurumlarının çok basit bir analize dayanan bedelsiz potansiyeli yüksek hisseler raporları hazırlamalarını anlamak ya da yatırım tavsiyelerini buna dayandırmalarını anlamak zor.Bu birbirini besleyen bir süreç sanırım.Yatırımcı talep ediyor aracı kurumlar da bu arzı sağlıyor ve bu iş birbirini besleyerek devam ediyor.

Şirket, bedelsiz sermaye artışıyla sadece bilançonun öz sermaye kalemleri arasında bir kompozisyon değişikliği yapıyor nihayetinde.Şirkete giren para yok.Satışları ve karlılığı etkileyen bir şey yok. Dile yavrulamak olarak yerleşince sanki ortada bir değer artışı varmış yanılsaması yaratıyor.Ama yok.Şirket aynı.Satışlar da aynı.Kazanç da aynı.Ortada şirket faaliyetlerini etkileyecek bir durum yok.Buna rağmen bedelsiz sermaye artışı haberi veya dedikodusu yatırımcıların gündemini ve hisse tahtasını önemli derecede etkileyecek bir dinamiğe dönüşebiliyor.

Bedelsiz başvurusu onaylanmadı diye günlerce taban taban olan şirket de gördük ya son zamanlarda bunu da anı defterimize itinayla kaydettik.Söz konusu hissenin  tahtasında belli ki başka dinamikler söz konusu ama bu şekilde dramatik bir değer kaybının yüzeyde görünen nedeni şirketin bedelsiz verememesi olarak kayıtlara geçti.

Bedelsiz sermaye artışı hisse tahtasında bir likidite kolaylığı olması dışında şirket değerini etkileyecek bir şey değil ama nedense tahtada orantısız bir  atraksiyona dönüşebiliyor.Bedelsiz sermaye artışına bu kadar önem atfedilmesinin tek açıklaması genellikle kısa vadeli alım-satım refleksiyle hareket eden yatırımcı tarzının bir hikaye arayışı olmalı.Böylece bedelsiz sermaye artışı hisse tahtasında spekülasyon yapanlara da elle tutulur kolay bir manivela oluveriyor.Bu da yine birbirini besleyen bir süreç.

Bedelsiz sermaye artışına bağlı orantısız hareketler hisse senedi piyasamızdaki yaygın yatırımcılık tarzının yarattığı bir deformasyon örneği.Başka bir şey değil...

23 Aralık 2023 Cumartesi

Galat-ı Meşhurlar-II

Kâr cebe yakışır

Yakışmaz.Hisse senedi piyasasında aldığınız hisseden değil satmadığınız hisseden çok kazanırsınız.Yaklaşık 25 senelik yatırımcı tecrübeme göre söyleyebilirim ki  yanlış aldığım hisselerden çok erken satmış olduğum hisselerden para kaybettim.Burada önemli olan yatırım yaptığınız şirketin sermaye ya da kredi yoluyla işletme bünyesine aldığı kaynakları yüksek getiri oranına dönüştürüyor ve bunu büyütüyor olmasıdır.Eğer bunu görüyorsanız zaten bir mücevhere sahipsiniz.Kâra filan bakmayın o şirkette ortak olmaya devam edin.Erken satış bileşik faizin sihrini bozar.Erken satışla bir hissesinin  getirilerinin getirisi de kaybedilir.

100 milyon dolardan halka açılıp bugün bugün 3 trilyon dolar piyasa değeriyle işlem gören Apple hissesinde ne kadar çok yatırımcının bu sözü kullanmış olabileceğini düşünün.Ya da Tüpraş hissesinde...Ya da Ford hissesinde...Ya da Şişecam hissesinde...Ya da Türk Hava Yolları Hissesinde...

Patron hissesine sahip çıksın

Hissenin hakim ortağı eğer şirket esas faaliyetlerini bırakıp günlük olarak tahta izliyorsa ve hele hisse tahtasında aktif oluyorsa zaten hemen oradan kaçarak uzaklaşın.

Düşükten al yüksekten sat

Bu ifadeyi de çok severim.Bir de büyük bir bilgiçlik ve sanki bu kimsenin daha önce aklına gelmemiş orijinal bir fikirmiş gibi söylenir ya bazen.

Bir hissenin fiyatının düşük olması ne demek?Fiyatın 200 günlük ortalamanın altında olması mı?Çok önemli bir destek seviyesine gelmiş olması mı?Yoksa tarihinin en düşük fiyat seviyesine gelmesi mi?İyi ama bir şirketin değeri şirketin faaliyetleri kötü gidiyorsa çok daha ucuz seviyelere  de gelebilir.Ucuzun ucuzu da var.Desteğin desteği de var.Düşük  diye alınan seviye bundan sonraki dönem için en yüksek seviye de olabilir.Tersi de geçerli.Bir şirket hissesi yeni zirve yapıyorsa ya da borsa düşmüşken onun fiyatı düşmemişse illa fiyatı yüksek midir?Bu yüksek kaldı bunu satayım sonra alırım deyip sattığınız hisseyi son görüşünüz de olabilir. Ki genelde öyle olur.Yatırımcı bu hissenin değeri yüksek kaldı diyerek satar sonra da hisseyi yükselmiş fiyattan yerine koymaya eli gitmez başka hisse aramaya başlar.

Bir hisse gördüğü güçlü direnç seviyesinin çok daha altına da inebilir. Düşük fiyat/kazanç çarpanlı bir şirket fiyatı düşerken bile karlılığının kaybolmasına bağlı olarak gerçekte çok pahalı bir fiyat/kazanç çarpanına sahip olmuş olabilir. Bir şirketin defter değeri negatife de dönebilir.Öte yandan fiyat /kazanç çarpanı  piyasa ortalamasının çok üzerinde bir şirket ileriye dönük olarak çok düşük fiyatta  da olabilir.Şirket cari faaliyet döneminde çok hızlı bir şekilde karlılığını arttırmıştır ve arttırmaya devam edecektir. Bu şirket önümüzdeki yılların artan bu karlılığına göre pahalı gibi gözüken ama aslında çok düşük bir çarpanla işlem görüyor olabilir. Hisse bir yıl içinde değerini bir kaç katına  katlayarak endeks getirisini de ciddi bir şekilde geçer ama yine de fiyatı düşük kalabilir.Kimse size karlılığını koruyarak büyüyen şirketi ortalama bir fiyat kazanç çarpanıyla vermez.

Bu yüzden söylemesi kolay olan ve kulağa da yapması basitmiş gibi gelen düşükten al yüksekten sat stratejisi bizi aslında en yaygın yatırımcı hatasına götürür.Bu şekilde düşünen yatırımcı sürekli alım satım yapar.Bu da genellikle ya mutlak zarar ya da hisse senedinin uzun vadeli getiri potansiyelin altında bir getiriyle sonuçlanır.

ABD’de yapılan akademik araştırmalara göre hisse senetlerinden elde edilen yatırım getirilerinin yüzde 80-90’ı toplam yatırım zamanının yüzde 2-7 sine denk gelen zamanda olmuş.

Eğer bir şirket satışlarını arttırırken marjlarını  da koruyabiliyorsa burada sektör dinamiklerinden ya da yönetim kalitesinden kaynaklı kalıcı bir kalıcı rekabet avantajı vardır.Uzun vadeli stratejik varlık dağılımını yapmışsanız ;iyi bir hisse fonu ya da iyi bir şirket hissesindeyseniz fazla kıpraşmayın...

Tüyo var mı?

Var tabi.Olmaz mı?Ne vereyim abime?Fiyatını kaça katlasın?Beş kat iyi mi?

Böyle birşey olabilir mi?Olmaz tabi.Bu tarz değerli bir bilgi zaten piyasa fiyatına dahil olmuş olur.Size kadar gelmez.Size ancak ortak manipülatif bir organizasyonun ileri aşamalarında suni olarak yükseltilmiş bir hisse ile ilgili tüyolar gelir.O da sizi büyük ihtimalle çıkmaz bir yola giden treninin son vagonuna bindirmiş olur.

Tüyosu olan,duyumu olan,Telegramda üstadları olan ,şirket içinde eniştesi ya da kayınçosu olan adamların söylediği hisselerden uzak durun.Reel negatif faizlerin çok yüksek olduğu ve paranın hisse senedine aktığı geçtiğimiz 4-5 sene bu tarz adamlar için güzel bir manipülasyon-spekülasyon zemini yarattı.Takılanlar da biraz kazanmış olabilirler. Ama faizlerin normalleşmeye başlamasıyla  o devirler artık kapandı.Hala olmaması gereken piyasa değerlerinde olan  zombiler var.Özellikle bu dengelenme döneminde tüyolardan uzak durun.

21 Aralık 2023 Perşembe

Galat-ı Meşhurlar-I

Hisse senedi yatırımı konusunda dilimize yerleşmiş bir çok ifade al-satçılık dediğimiz bana göre yanlış tarzda hisse senedi yatırımcılığının getirdiği bir söylem ve terminolojiye dayanıyor.İnsan dil ile düşündüğü için bir süre sonra dilin kendisi düşünceyi şekillendirmeye başlıyor.Yanlış bir dil ile oluşan bu deforme olmuş yatırım dünyasına girilince bir süre sonra yatırımcının kendisi de bu dünyanın bir parçası oluyor.İyi bir hisse senedi yatırımcısı olmak için bu yüzden dil temizliği ve buna bağlı olarak düşünce temizliği önemli.

Borsa:

Çok kullanıldığı anlamıyla Borsa sözcüğünün kendisi bir galat-ı meşhur aslında.Etimolojik kökeni konusunda en kabul gören açıklama bu sözcüğün Bruge kentindeki Felemenkli tüccar van der Burse ailesinin konağında işleyen kumaş borsasından diğer dillere de menkul değer çarşısı olarak geçmesi. Organize işleyen ve fiyatların serbestçe belirlendiği her piyasa borsa olabilir.

Borsa İstanbul da 1985 yılında önce hisse senetleri piyasasında hizmet vererek  açılmış ; şimdi ise bünyesinde Borçlanma Araçları Piyasası, Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası, Kıymetli Madenler ve Taşlar Piyasası olan bir borsadır.Yani Borsa illa da hisse senedi piyasası değildir.

En eski borsa binası bizim topraklarda

Kütahya Aizonoi’de bulunan taş bloklardaki yazıtlardan Pazar meydanının en eski borsa binası olduğuna inanılır. Ama aslında o yazıtlar arkeologların ortaya koyduğu gibi Roma İmparatorunun fiyat artışlarını sınırlamak amacıyla malların satılabilecek azami fiyatlarını gösteriyor.Osmanlı imparatorluğu ticaretin ve girişimciliğin tarihsel olarak güçlü olduğu topraklarda kurulmuş ama aynı Roma İmparatorluğu gibi mutlak yönetime dayalı Osmanlı ekonomik düzeninde de katı fiyat ve kar sınırlamalar söz konusu. Borsa kelimesinin kökeninin serbest ticaretin ve tüccarlığın gelişmiş olduğu Hollanda – Belçika’ya dayanması bu yüzden de makul gözüküyor. Borsa için kurallar önemlidir ama serbestlik ve güven esastır.

Borsada Oynamak:

Yıllardır hisse piyasasında yatırımcılık yapan bir yatırımcı ve profesyonel olarak kulaklarımı en çok rahatsız eden ifade sanırım budur. Borsada oynamak nedir yahu? Kumar oynanır. Kumda oynanır. Çiftetelli oynanır.Altılı ganyan oynanır.Borsada ise menkul kıymetlere yatırım yapılır.Hisse senedi piyasasında bir yıl kısa vade;üç yıl orta vade; beş ve üzeri ise önerilen uzun vadedir bir yatırımcı için.

Paçal yapmak ya da maliyet düşürmek:

Bodrum’da pahalı bir tesiste boş bulunduk bir dondurma yedik. Dondurmanın her bir topunun yaklaşık 10 Euro gibi bir fiyata sahip olduğunu da ödemeye gelince öğrendik.Halbuki burası Bodrum.Sürekli ihtiyatlı olmak ve sırtı duvara vererek  yürümek lazımdı.Neyse artık yemiş bulunduk.  Çaktırmıyoruz ama fahiş fiyatlı dondurma da boğazımıza durdu. Yürüyüş yolu üzerinde biraz sonra Mado gördük. Topu 10 Euroluk dondurmaları daha sindirmeden hepimiz refleks olarak, daha insanca fiyatlara sahip Mado dondurmalarına sarıldık. Daha fazla dondurma yiyeceğimiz yoktu ama Mado dondurmasıyla paçal yapıp maliyet düşürdük ve kendimizi tekrardan çok iyi hissettik J

Paçal yapmak aslında size kendinizi psikolojik olarak daha iyi hissettiren kolay bir refleks.Lüzumu ve yararı ise durumdan duruma değişir.Bir şirketin uzun vadeli değer yaratma potansiyeline inanılıyorsa ve bu inanışı etkileyecek herhangi bir temel olumsuz gelişme olmamış ve şirket piyasa değeri sadece piyasa dinamikleri sonucu ilk alış değerinden geri gelmişse  baştan konulmuş olan varlık dağılımına uygun olarak hisse senedi düşen fiyattan alınmaya devam edilebilir elbette.Ama bu sadece maliyet düşürmek refleksiyle yapılmaz.Bu kararın arkasında kaliteli bilgi ve önceden konmuş bir portföy stratejisi ve disiplini olmalıdır.Aksi durumda yapılan iyi parayı kötünün peşine atmak olur.

Maliyetime gelmedi satmam

Performansı kötü olan bir şirket hissesini tutan yatırımcıya neden satmadığını sorduğunuzda genelde aldığınız cevap “daha maliyetime” gelmedi olur. Neden satmaz? Çünkü sattığı zaman zarar realize edilecek ve hata yapılmış olduğu kabul edilecek.Ama en azından tutmaya devam edilirse bununla yüz yüze gelmeyecek. Bu yüzden iyi hisselerdeki kazançlı pozisyonlar burada paçal yapabilmek adına hemen realize edilir ve zararda olan pozisyon biraz daha artılararak “maliyet düşürülür” ya da popüler ifadeyle “paçal yapılır”.

Yine aynı şekilde eğer portföyde stratejik realokasyon  uyarlaması yapıp  hisse oranı düşürülecekse insanın eli önce kazançlı olan hisseyi satmaya gider.Ama genelde  kötü performans göstermiş olan hisseleri öncelikli olarak satmak daha doğru olur.Çünkü kötü performans gösteren hissenin arkasında yanlış bir alım kararı olma ihtimali, fiyatı yükselmiş hisseye göre daha yüksek olabilir.Böyle bir hissenin satışıyla zararı realize etmek yatırımcıya acı verebilir.Ama bu zarar zaten büyük ihtimalle hisse alırken gerçekleşmiş.Önemli olan bundan sonrasında oluşacak mutlak ya da göreceli zararı önlemek olmalı.Ama bu da genelde yapılmaz.

Diyelim ki 10 liraya düşen bir şirketin hissesinde bir yatırımcının maliyeti 3 lira, diğerinin 8 lira bir diğerinin de 15 lira olsun.Bu yatırımcıların hisseleri aldıkları seviye şirketin geleceğine ilişkin bir veri sunuyor mu?Üç yatırımcı da geleceğe dönük olarak tam aynı noktadalar.Şirkete ilişkin beklentin iyiyse maliyetine bakmaz tutarsın; kötüyse de maliyetine bakmaz satarsın.Buna batık maliyet yanılgısı diyoruz.Maliyetiniz yatırım yaptığınız menkulun en son kapanış fiyatıdır. 

Borsada birileri kazanırken, birileri kaybetmek zorunda

Hisse senedinde kazananlar ve kaybedenler vardır ama hisse senedi piyasası uzun vadeli gelişim trendiyle sıfır toplamlı bir oyun değil.Ekranlarda uzmanlar bile çok sık, borsada birileri kazanıyorsa birileri de kaybediyordur diyorlar.Bu doğru değil.Borsaya kote şirketler gelişir ve değerini artırır.Bu piyasada birilerinin kazanması için birilerinin kaybetmesi gerekmez. Doğrudan hisse alıp tutan bütün hisse yatırımcıları kazanabilir.Sıfır toplamlı oyun benzetmesi vadeli işlemler ya da gün içi pozisyon alıp kapatanlar için doğrudur. Birinin zararı diğerinin karı olarak gün sonunda hesaplara geçer.İyi bir şirket hissesinde ise yatırımcı olan herkes kazanabilir.